Lastik basınç göstergeli bir araba almak oldukça pahalı ama çoğumuz “olsun değer” diye düşünüyordur.

Yolda bir şoförün, bir başka arabanın şoförüne her türlü dikkat çekme yöntemiyle lastiğini işaret etmesi, bağırması, korna çalması hepimizin karşılaştığı bir durumdur. 

“Birgün benim de başıma gelirse birileri de beni uyarsın” duygusuyla yapılan, mert şoförlük uygulaması, bir çeşit şövalye andı gibi ehliyeti aldığımızda imzaladığımız söze dökülmemiş bir anlaşma bu, şoför dayanışması.

Çünkü çoğumuz, patlamış lastiğin bir müddet kendine fazla zarar vermeden gidebildiğini, ama bir yerde durduktan sonra patlağı fark ettiğimizde o inik haliyle artık lastikçiye gidilemeyeceğini biliriz.

Neyse artık aldığımız yeni arabada lastik basınç göstergesi var çok rahat diyorsanız, biraz daha okuyun. 

İlk uyarıyı gördüğünüzde, panelde diğer gösterge ışıklarının arasında henüz tanışmadığınız bir ışık yanmaya başlar, bu ne bilmiyorsunuzdur, çünkü çok küçüktür ve broşürü okuyalı da bir müddet olmuştur. 


Harika, evet lastiğiniz patladı bu hiç harika bir şey değil ama en azından insaflı bir başka şoförün sizi uyarmasına ihtiyacınız yok. Uyarırsa da keyifle “evet, uyarı ışığı yandı” diyebilirsiniz.

Lastikçiye gittiniz ve lastiğiniz çıkarıldı, gerekli yama yapıldı, lastik tekrar janta geçirildi. Harika ama uyarı ışığı sönmedi.

Ertesi gün de uyarı ışığı yanıyor, sonra gösterge panelinden söndürmeye uğraşıyorsunuz halen sönmüyor. Biraz canınız sıkılmaya başlamıştır artık.

Servise gittiğinizde ise sizin için bir sürpriz vardır, maalesef o keyifle gittiğiniz lastikçide ortalama 2000 TL değerindeki basınç sensörü zarar görmüştür.

 

Tamircimizi lastiği çıkartırken uyarmak için bunu bizim biliyor olmamız lazım tabi ki. 

Siz de yeni öğrendiyseniz, paylaşın

Tıpkı lastiği patlamış birini gördüğümüzde seslendiğimiz gibi.